24 Eylül 2010 Cuma

DÖNÜŞ BAŞLADI : BIELSA - CARDONA

Çok güzel yerler gördük ve çok mutlu olduk. Bir hafta boyunca doğanın cömertçe sergilediği güzelliğini içimize çektik. Hergünümüzü böyle yaşasak, böyle hisseder miyim, yoksa şehirdeki yaşamımızdan çalınmış bir kesit, orada büründüğümüz rollerden bir sıyrılış olduğu için mi bu kadar değerli? Bu sorunun cevabını veremiyorum. Ama her seferinde sevgili kocamın ve benim metropol insanları olmadığımız tescilleniyor.

Motoru Cuma sabahı saat 10' a kadar IMT' ye teslim etmemiz gerekiyor. Bu sebeple Perşembe akşamını Barcelona' ya 1 en fazla 1.5 saat mesafedeki bir yerde geçirmeyi planlamıştık. Kırsal turizm konusu ilgimi çektiği için kaldığımız tüm otelleri İspanya' da çok yaygın olan kırsal oteller arasından http://www.toprural.com/ seçmiştim. Cardona' da ilginç bir otel bulduğum için istikamet Cardona. A-138, N-123 ve N-230 bizi sırasıyla Ainsa' ya, Benabarre' ye ve Puente de Montanana' ya taşıyor. Buraları önceki günlerden biliyoruz. Doğuya C-1311 üzerinden devam edeceğiz.
Tremp' e varana kadar yol adeta Pireneler' in bize bir vedası gibi. Bol kıvrımlı ve manzaralı yolda ilerlerken önce uzaktan Mont Rebei kanyonunu görüyoruz ve sonra küçük köyleri bir bir ardımızda bırakıyoruz. Sık orman yerini bodur bitkilere bırakıyor. Kahve molası vermek için durduğumuz Tremp' te Hotel Siglo XX' in terasında sütlü kahvelerimizi yudumlarken seyrettiğimiz manzara kendimizi İç Ege kasabalarından birindeymişiz gibi hissettiriyor.
Bu defa Isona' ya o muhteşem Col de Boixols-Isona inişinin (L-511) tersinden ulaşıyoruz. Ama ne yazık ki yol aynı yol değil, Isona' nın düzlüklerinde ilerliyoruz. Hızlı ve güzel bir yol olan C-1412b bizi güneye taşıdıkça ağaçlar azalıyor. C-14 ve C-26' yı takip ederek Solsona' ya vardığımızda ilk konakladığımız köy olan Alas' ın, o muhteşem Cadi-Moixero Doğal Parkının tam kuzeyimizde ve kuş uçuşu 50 km mesafede olduğunu farkediyorum haritadan. Buradan itibaren trafik kalabalıklaşmaya, yerleşimler büyümeye başlıyor. Pireneler mimarisi çoktan sona erdi. Solsona' daki öğle yemeğimizden kısa bir süre sonra Cardona' ya varıyoruz.

Oldukça vakitli vardığımız için sevgili kocam kestirirken ben hızlı bir duşun ardından etrafı keşfe çıkıyorum. Cardona Barcelona' ya yaklaşık 100 km mesafede, dağların tepelere, iklimin Akdeniz' e dönüştüğü yerde.
Bu şehir de ihtişamlı bir kalenin etrafına kurulmuş, bizim kaldığımız Hotel Vilar Rural de Cardona ise karşıdaki tepenin üzerine. Otel bir köy gibi inşa edilmiş, içinde kümesi, sebze bahçesi, meyve ağaçları, keçileri hatta bir tane eşeği bile var. Konsept ve konum çok güzel, odalar temiz ve rahat, ekstra bir konfor yok. Belki tam olarak yüksek sezon olmadığından, akşam yemeği hayal kırıklığı yarattı. Ana yemek olarak kırmızı et harici tek seçenek ahtapottu, kopkuyu domates sosu içinde gelen onlarca minik ahtapot Fear Factor setinden çıkmış gibi göründü gözümüze:) Neyse ki öncesinde yediğimiz keçi peynirli salata ve eşlik eden ekmek oldukça lezzetliydi. Artık bölgeyi tanıyoruz ve bir dahaki sefere ara bir istasyonda duraklamaya gerek olmadan geceyi geçirmek üzere Barcelona' ya dönülebileceğini biliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder