5 Haziran 2010 Cumartesi

BİR ARTÇI ASLA....

  • Üşümez !
  • Acıkmaz !
  • Yorulmaz !
Gerçekten:) Şaka yapmıyorum. Nasıl mı?
  • Üşümez: Beni artçı olarak gezilere götüren bir kocam olduğu için dünyanın en şanslı insanlarından biriyim. Motor üzerinde benden onbinlerce kilometre ve binlerce saat fazla tecrübesi var. Bu şansımı azıcık sessiz gözlemle birleştirince üşüme ve terleme gibi şeyleri düşünmeme gerek kalmıyor. Onun tercih ettiği iç ve dış giyimlerin çok benzerlerinden satın alıyorum. Bu kadar kolay:) Seyahate çıkmadan 3 gün önceden itibaren rotamız üzerindeki bölgelerin hava durumu hakkında detaylı bilgi ediniyoruz. Yanımıza alacağımız eşya esas olarak o zaman belirleniyor.
  • Acıkmaz: Yanımızda glisemik endeksi düşük gıdalar bulunduruyoruz. Biraz fındık, badem, kuru üzüm ve bol su. Her durduğumuzda bir kaç tane kuruyemiş atıştırmak gün boyunca kan şekerimizin ve açlık düzeyimizin dalgalı bir seyir izlemesini engelliyor. Eğer susama hissediyorsam su içmek için geç kalmışımdır. Motor üzerinde seyrederken rüzgara ve sıcağa maruz kalınıyor, bu da vücudun su kaybını hızlandırıyor. Susuzluk halsizliğe ve dikkat kaybına neden oluyor. Güvenli ve keyifli bir seyir için aç ya da susuz olmamak lazım. Öğlen yemeklerinin de hafif salata veya sandöviç gibi şeylerle geçiştirilmesi yemek sonrası ağırlık hissini ve gözlerin ağırlaşma durumununu ortadan kaldırmaya yeterli.
  • Yorulmaz: İşte bu işin en zor yanı. İstikrarlı çalışma ve bolca tecrübe gerektiriyor. Ama ödülü de o derece büyük! Uzun tura gittiğimiz ilk seferinde çektiğim acıların toplamı bir insanın tüm yaşamı boyunca çekme ihtimali olan acıların toplamına eşittir sanırım. Kendimi motor üzerinde tutamıyor, bir öne bir geriye yığılıp duruyordum. Sevgili kocamın kaskıyla benim kaskımın sürekli çarpışması eminim onun sinirini çok bozuyordu. Gözüm trafikte seyreden diğer araçlara ya da gördüğüm manzaraya takılıyor, bu yüzden iki saniyeye kalmadan motorun hareketiyle ya irkiliyordum ya da öne-geriye yığılıyordum. Ve kaska bir tık daha! Mola verdiğimizde motordan inmeye bile mecalim olmuyor ve bütün kemiklerim ağrıyordu. Buna bir çözüm bulmalıydım. Öncelikle fiziğimin güçlü ve dayanıklı olması gerekiyordu. Bacaklarımla motoru kavrayabilmeli ve maruz kaldığımız her kuvvete - negatif ve pozitif ivmeler ve değişken yan kuvvetler ki bunlar motorla seyahatin eğlenceli yanlarıdır - uyumlu olacak kadar dayanıklı olmalıyım. Pilates vücudumda ve fiziksel dengemde mucizevi değişiklikler yaptı. Kuvvetli bacaklar ve kollar ve çok kuvvetli karın ve bel; bunlar olmazsa olmazlar. Fizik durumunu hallettikten sonra sıra seyir halindeyken beyin dalgalarımı sevgili kocamın beyin dalgalarıyla uyumlayabilmeye geldi. Bu kesinlikle çok önemli ve gerekli; onun gördüğünü görmek, onun düşündüğünü düşünmek... Bu sayede benim için vücudumun garip tepkiler vereceği sürprizler olmuyor. Önümüzdeki yolu görünce beynim vücuduma neyin gelmekte olduğunu bir şekilde söylüyor ve ben kendimi akıp giden bir uçanhalı üzerinde buluyorum. Tıklama yok, yığılma yok; sanki sessiz bir ırmak olmuş akıp gidiyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder